ÜMİT KAFTANCIOĞLU VE HOPA

            Bu yazı,Yazar Ümit KAFTANCIOĞLU’nun 1940’lı yılların Hopa’sını anlatan öyküsünü  tanıtmak için ele alınmış olup, yazarın anısına ithaf olunur.

            Yazar Ümit KAFTANCIOĞLU’nun yazmış olduğu ve 1983 yılında baskısı yapılan “İstanbul Allak Bullak” adlı öykü kitabının  “Kırk Kazan Dolusu Deniz” isimli öyküsünde 1940’lı yılların Hopa’sını  ele almakta ve o günlerin Hopa’sını tasvir etmektedir.Öykü Ardahan İlinin Hanak İlçesinden Hopa’ya çalışmak için giden insanların yaşam koşullarını mizahi bir tarzda ele almakta ve bu  yaşam sürecini ele alırken  o günün Hopa’sını da detaylı olarak betimlemektedir.

            Öykü Hanak’lı Cıdık emminin oğlu Bayram’ı çalışmak için gurbete göndermesini ve gurbetteki (Hopa’daki) yaşamını anlatmaktadır.Bayram Hopa’da uzun süre kalıp çalışmasına rağmen bir türlü para biriktirememekte,buna kızan cıdık emmi,oğlunun nasıl para biriktiremediğini bizzat gözüyle görmek için Hopa’ya yolculuğunu ele almakta,Hopa’ya geldiğinde hayatında ilk kez denizi gördüğünde,bu denizi ucu bucağı olmayan tarlaya benzetmekte,bir anda kendini ovaya bırakma niyetiyle denize bıraktığında o zaman bu gördüğü geniş düzlüğün ova değil,deniz olduğunu anlamakta ve  bu denizi Hıdır Ağa’nın kırk kazan dolusu suyuna benzetmektedir.Öyküde Hopa’nın kalabalıklığından ve gürültüsünden bahsedilmekte, kaldırım taşlarına değinilmektedir.O yıllarda Hopa’ya çalışmak için gelenlerin kaldıkları Gürcü Hanında kaldıkları anlaşılmaktadır.Öykü bir babanın oğlu ile birlikte Hopa’daki gurbetçi yaşamını ele almakta,öyküde gurbetçi yaşam anlatılırken o yılların Hopa’sı da bu yaşam içerisinde ele alınmaktadır.Yazarın akıcı ve anlaşılır bir dille  yazmış olduğu bu öykü kitabı,gerek o yılların Hopa’sını tanıtımı yönüyle gerekse o yıllarda Hopa’ya çalışmak için gelen insanların yaşam tarzlarını ve Hopa’ya bakışlarını anlama yönüyle okunması gereken bir kitap olarak düşünülmeli ve okunmalıdır.