• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/yazicilarbilgisayar
  • https://twitter.com/YAZICILARGROUP
Hopanın Penceresi

YAZICILARBİLİGİSAYAR

HOPA İŞ MERKEZİ KAT:2 NO:114-115 Hopa / Artvin

Casper Bölge Bayisi ve Teknik Servisi Tel  :90 466 351 20 10 Faks:90 466 351 20 11

yazicilar@yazicilar.net

TSE Yetkisi Bulunan Teknik servis. Bölgemizde ,Yüksek miktarda ürünü bulunduran En eski ve Tek Bilgisayar firması.

İnternet Site Yapımı, Bilgisayar ve Bilgisayar yan ürünleri,Sarf Malzemeleri

Site Haritası
Hava Durumu
Levent YAZICI
netcarsi@gmail.com
Kadim Gelenek ( Geleneksel Türk Okçuluğu
05/11/2022

Geleneksel Türk Okçuluk Sporu biraz farklı bir spordur. Bazıları spor olarak da görmüyor. Açık açık söylemek gerekirse, herkes bir kulp uyduruyor. Kendi siyasi görüşüne göre, ya da toplumsal anlayışına göre bir şeyler uyduruyor. Dışardan bakanlar bir yana içerdekiler de pek karışık. Dini görüşten, etnik anlayışa kadar her şeye yorum yapabiliyorlar. Aslında bir kısım tam bir spor olarak da görmüyor. Ben öncelikle Geleneksel Spora dışarıdan bakanların görüşleri ile başlamayı düşündüm. Bizim düşünceler de bazılarına farklı gelebilir, yine de birçok fikrin aynı yazıda toplanması güzel olur diye düşündüm. Umarım birçok kişinin yanlış anlamalarının önüne geçmiş olurum. 


Geleneksel Türk Okçuluğu ibaresindeki “Türk” kelimesine takılanlar var. Neresinden baktığınıza göre değişiyor. Ayrıca bu spora gönül verenler için Türk ibaresinin çok fazla sıkıntı yarattığını da düşünmüyorum. Çocukluğumuzda ya kovboy olup silah kullanacaktık ya da kızılderili olup ok ve yay kullanacaktık. Bir dönem insanlarımız, okçuluğun Kızılderililerden geldiğini düşünürdü. Çocuklarına kızılderili ya da kovboy elbiseler hediye ederdi. O zaman pek sorun teşkil etmiyordu. Halen daha Kızılderili oku ve yayı olunca sorun olmuyor. Ama Türk Okçuluğu olunca sorun teşkil eden bir kısım insanlarımız var. Sonuç olarak okçuluk çok eski bir savaş sanatıdır. Okçuluk konusunda hem yapım tekniği hem de kullanım bakımından Türklerin tartışılmaz bir üstünlüğü olduğu herkes tarafından bilinir ama dile getirilmez. O yüzden Türkiye gibi bir memlekette Geleneksel Okçuluğa “Türk Okçuluğu” denmesi çok yerinde olmuş. Siyasi bağlamda kafatası Türkçülüğünü destekler gibi bir yapısı hiç olmamıştır. Türk yaylarının ve oklarının bu derece gelişmişliğini görüp de “Geleneksel Kızılderili Okçuluğu” da diyemezdik sanırım. Etnik Türkçülük gözüyle bakanlar da yok değil. Çok fazla uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. Böyle ırkçı bir tutum  “Geleneksel Türk Okçuluğuna“ zarar verecektir. Her şeyde olduğu gibi bunda da ayrılışlar başlayacak olursa, yapılan bir sürü güzellikler boşa çıkacaktır. 

Bazı siyasi kişilerin, Geleneksel Türk Okçuluğunu kendi bahçesi gibi görmesi de çok sağlıklı bir yaklaşım değildir. Geleneksel kelimesinin anlamına ters düşer. Bu görüş yüzünden uzak duranlar da yanlışa düşmesinler. Bu spor kimsenin egemenliği altında değildir. Herkese, her kimliğe, her dine açıktır. Siyasi bir çekişmenin ortasına çekmenin anlamı yoktur. Ve bu da “Geleneksel Türk Okçuluğuna” zarar verecektir. Okçuluğu yapanların, yapmayanlar ile ilişkilerini zedelemenin anlamı yok. Gerek de yok. Bu spora herkes katılabilir. Kimsenin tekelinde değildir. Kızılderili Okçuluğu değildir. Çocuklarınıza Amerikan çobanlarının kot pantolonlarını, gömleklerini alan annelere babalara seslenmek lazım. Kendi kadim geleneğimiz olan Türk Okçuluğunun kıyafetlerini de alarak çeşitlendirebilirsiniz. Kimse geri dönüp o günleri yaşayacak anlamına gelmez. Nasıl ki çocuklara Amerikan çobanının veya kızılderililerin kıyafetlerini alırken sorun yaşamıyorsak, geleneksel elbiseler alanlarla da bir sorun yaşanmaz.

Bir de unutmadan savaş sporu olmasından dolayı kızanlar var. Silahlanma yaşının 18 'e inmesine sesiniz çıkmıyor da bu spora mı gücünüz yetiyor anlamış değilim. Okçuluk tabii ki savaş sporudur. Bu yüzyıllardır böyle gelmiş, yaşamlarının içine öyle girmiş ki milattan 3000 yıl önce ok ve yayları ile gömülen aileler var. Yemek ihtiyaçlarını gidermek için de kullanıldığını düşündüğümüzde o dönem topluluklarının en önemli yaşam aracı olduğu hatta en önemli eğlence kaynağı da olduğu inkar edilemez. 

Bir de bu işin dini boyutu var. Bazen çok da kızıyorum. Sırf okçuluğu dine yamamak için uydurulan, ya da söylenen yalanları düşünürsek çok gereksiz olduğunu düşünmeden edemiyorum. Bence dine ve okçuluk sporuna yapılan bir saygısızlıktan başka bir şey değildir. Olası en eski yay buluntusunun 17.500- 18.000 yıl öncesinde olması gösteriyor ki bu artık yaşam biçimi olmuş bir savaş sporudur. Günümüzde önemini yitirse de bu amaçla dini olgulara bağlanmasında da bir sorun yoktur. Böyle olması da gayet doğaldır. Ancak abartılması taraftarı değilim. Yine de herkesin kendi iç dünyasındaki yerine müdahale etmek istemem. Dini düşünceler ile yapılmasında veya etnik köken bazında yapılması bence zenginlik katar. Bu anlamda asla karşı değilim. Tam tersine desteklemekteyim. Diğer kültürlerde de aynı durumlar mevcuttur. Japonya'dan Macaristan'a, Afrika'dan İngiltere'ye kadar her millet ve din için tartışılmaz bir nesne olarak yerini korumaktadır. Benim herhangi bir itirazım olamaz, sadece dillendirmekten öteye geçmediğim gibi bu sporun zenginliği açısından da çok önemli olduğu kanaatindeyim. 


Okçuluğun islamiyetten önceki ve islamiyetten sonraki dönemlerini ele alıp anlatmaya başlarsak yazıyı bitirme şansımız olmaz. Selçuklu'dan Osmanlı'ya kadar bir çok önemli yaşam biçimi olan okçuluk, 1420 yılında Osmanlı ordusunun tüfek ile tanışmasından sonra ilgi azalmaya başlamış gittikçe de önemini yitirmişti. Osmanlı'da da okçuluk sınırlarını zorlamış, özellikle menzil okçuluğunda tartışılmaz bir üstünlük sağlamıştır. Tabii ki her dönemin kendine has hikayeleri, efsaneleri mevcuttur.
   
   Hatta Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün de içinde olduğu,  okçuluğu geliştirme ve tanıtma faaliyetleri olmuştur. Beyoğlu Halkevi bünyesinde “Ok Spor Kurumu” kurulmuş ve yarışmalar düzenlenmiş. Ardından “Ok Spor Kurumu Müzesi” kurularak bu gelenek, gelecek nesillere aktarılmaya çalışılmıştır.
(Kurt vd., 2016:86). 1920’li yıllarda ise Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) tarafından yapılan okçuluk, 1937’de Atatürk’ün emriyle bir kurum haline gelmiştir. 

Günümüzde  kadim geleneği canlandırmaya çalışan birçok topluluk ve dernekler vasıtasıyla 2006'dan sonra ilgi çok artmış, Geleneksel Türk Okçuluğu Federasyonu kurulmasıyla sonuçlanmış. Kimsenin kabul etmek istemediği ve dillendirmediği düşünce, siyasi çekişmelerin üzerinden çekildiği andan itibaren geleneksel okçuluğun kültürel bir çeşitlilik olarak memlekete çok hizmet edeceği düşüncesidir.

 

          Levent YAZICI 

Geleneksel Türk Okçuluğu Antrenörü  


 Hopada Geleneksel Okçuluk Görüntüleri
  




865 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KAMUOYUNA DUYURU - 05/09/2024
Hopa Gençlik Spor Kulübü Geleneksel Türk Okçuluğu Branşında 2019 yılından beri resmi olarak faaliyetini devam ettiriyor. Türkiye Geleneksel Okçuluk Federasyonu Kuruluşundan beri resmi müsabakaların birçoğuna kesintisiz katılan Hopa Gençlik Spor Kulüb
Ekselansları (Kazım AKTÜRK) - 25/08/2022
Hopa iş merkezinde bulunan sadece Hopa'nın değil Artvininde ilk Bilgisayar dükkanı olan Yazıcılar Bilgisayara Rahmetli Kazım KOYUNCU Engelli bir gence internet almak için gelmişti. Elinde sigarası vardı. O zamanlar sigara yasakları yoktu. Her dükkand
Korona Morona ,Biz de Girdik Bu Horona - 17/03/2020
Aslında Suçlamalara ara vermek lazım. Devlet suçlu, Millet suçlu, Çinliler suçlu, doğa intikam alıyor, gibi gereksiz konuları bırakmamız lazım. Hopa'nın coğrafi konumu itibari ile bu virüsün çok hızlı yayılacak bölgelerden biri olduğu apaçık belli. B
Hopa da - 30/11/2017
Çocuk Tiyatrosu demeye dilim varmıyor. Veli tiyatrosu biraz daha doğru olacak sanırım. Ortada bir tiyatro vardı. Evet vardı. Ancak Tiyatro oyuncusu misafirler muhtemelen çocuklara hazırladıkları oyunu Hopa da ki velilerin bu kadar hoşlanacaklarını
Esenkıyıda Neler Oluyor, (Bungalov Evler) (Şuyimşine Azlağa ) - 24/03/2017
Esenkıyı köyü İnsanı ile bitkisi ile yılanı ile arısı ile suyu ile her şeyi ile korunması gereken bir Köy dür. Keşke Köyün Tamamı Milli park ilan edilse, korunacak yerlerin başında olsa da gelecek nesiller de bundan faydalansa. Böyle giderse korkarım
Hopa Halk Eğitim Merkezi Ahşap Hediyelik Eşya Yapımcısı Kursu - 13/01/2016
Bu haftaki Yazı dizimizin konusu, Hopa Halk Eğitim Merkezi ’nın açmış olduğu “Ahşap Hediyelik Eşya Yapımcısı”. Birkaç yıldır Hopa Halk Eğitim Merkezi çok çeşitli ve ilginç kurslarla son yıllarda adını çok duyurmaya başladı.
Hopa Halk Eğitim Merkezi Ahşap Hediyelik Eşya Yapımcısı Kursu - 13/01/2016
Bu haftaki Yazı dizimizin konusu, Hopa Halk Eğitim Merkezi ’nın açmış olduğu “Ahşap Hediyelik Eşya Yapımcısı”. Birkaç yıldır Hopa Halk Eğitim Merkezi çok çeşitli ve ilginç kurslarla son yıllarda adını çok duyurmaya başladı.
HOPA'DA HEMŞİN DİLİ ARAŞTIRMASI - 04/07/2015
Okuduğu Bölüm ile dolaylı yönden bağlı bir konu olan diller ile araştırma yapmanın mesleğine çok faydası olacağını düşünmediğimi söylediğimde. Haklı olduğumu ancak özel merakımı gidermenin yanında, bu tür bir çalışmanın çok az olduğu, ilgi çektiğini,
YENİ SENTETİK UYUŞTURUCU HIZLA YAYGINLAŞIYOR - 16/11/2014
Özellikle Öğrenciler için eğlence aracı olarak lanse ediliyor, “Bir kereden bir şey olmaz” diye okulların etrafında fırıldak gibi döndükleri görülmektedir.
 Devamı